Sık Sorulan Sorular
Ağız Diş Çene Cerrahisi
Çene eklemi rahatsızlıkları genellikle çene açma kapama sırasında ağrı, çene hareketlerinde kısıtlılık, baş ağrısı ve çene ekleminde ses gelmesi gibi belirtilerle kendini gösterir.
Çene kırığı, kırığın şiddetine ve yerine bağlı olarak çeşitli yöntemlerle tedavi edilir. Basit kırıklar, çene sabitleyici cihazlarla tedavi edilebilirken, daha ciddi kırıklar cerrahi müdahale gerektirebilir.
Öncelikli olarak hekiminizin önerilerine uymalısınız. Diş çekimi sonrası ilk 24 saat boyunca tükürmemelisiniz. Bölgeyi temiz tutmalısınız. Ayrıca, çekim yapılan bölgeye buz kompresi uygulayarak şişmeyi azaltabilirsiniz.
Evet, diş implantları genellikle çok güvenlidir. Doğru planlama ve uygulama ile uzun ömürlü ve sağlam bir çözüm sunarlar. İmplantlar, doğal diş kökü gibi davranır ve çene kemiğine tutunur.
İmplant tedavisi, genellikle birkaç ay sürebilir. Bu süre, implantın yerleştirilmesi ve üzerine diş protezinin yapılması aşamalarını içerir. Her hastanın iyileşme süresi farklı olabilir.
Ortognatik cerrahi sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye değişir, ancak genellikle birkaç hafta içinde iyileşme gözlemlenir. İlk günlerde şişlik ve ağrı olabilir, bu durum zamanla düzelecektir.
Ortodonti
Diş telleri ilk takıldığında veya ayarlandığında hafif bir rahatsızlık hissedilebilir. Ancak bu genellikle kısa sürede geçer ve ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir.
Diş telleri takılıyken sert, yapışkan ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Ayrıca, düzenli olarak hekiminize kontrole gitmeli ve ağız hijyenine özen göstermelisiniz.
Ortodontik tedavinin süresi hastanın durumuna bağlı olarak değişir. Genellikle 1-3 yıl arasında sürebilir. Tedavi planlaması yapıldıktan sonra daha net bir süre belirlenebilir.
Hayır, ortodontik tedavi sadece estetik amaçlı değil, aynı zamanda dişlerin ve çenenin fonksiyonel bozukluklarını düzeltmek için de yapılır. Doğru hizalanmış dişler, çiğneme ve konuşma fonksiyonlarının düzgün çalışmasını sağlar.
Evet, şeffaf plaklar, belirli ortodontik sorunları düzeltmek için etkili bir yöntemdir. Ancak, her vaka için uygun olmayabilir. Ortodontistiniz sizin için en uygun tedavi yöntemini belirleyecektir.
edavi sonrası dişlerin yeni pozisyonlarında kalması için pekiştirme tedavisi uygulanır. Retainer adı verilen apareyler kullanarak dişlerin tekrar bozulması önlenir.
Periodontoloji
Ağız kokusunun en yaygın sebebi kötü yönetilen ağız hijyenidir. Günlük olarak fırçalama, diş ipi kullanımı, rutin diş temizliği uygulanmadığında bakteriler ağzı istila ederek kontrolsüz bir biçimde çoğalır. Bu durum yoğun ağız kokusuna, diş eti hastalıkları gibi ağız sağlığı sorunlarına yol açabilir.
Diş eti rahatsızlıkları, enfeksiyon, soğan ve sarımsak gibi güçlü kokuya sahip gıdalar, ağız kuruluğu, ağız hijyenine dikkat edilmemesi, boğazda ve dilde oluşan bakteriler ve sigara gibi tütün ürünleri kullanımı ağız kokusunun yaygın nedenleridir.
Evet, çürüksüz dişler de çekilebilir. Diş çekiminin birden fazla endikasyonu vardır. Diş eti hastalıkları gibi diğer problemler ortaya çıkabilir veya dişlerin düzgün hizalanması için gerekebilir. Dolayısıyla, diş hekiminiz, diş çekimi gerekliliğini belirlemek için durumu değerlendirecektir.
Evet, diş eti çekilmesinin tedavisi vardır. Diş eti çekilmesinin nedeni genellikle diş eti hastalıklarıdır. Diş hekimi, diş eti çekilmesini durdurmak ve diş eti sağlığını yeniden kazandırmak için tedavi yöntemleri önerebilir. Tedavi yöntemleri çekilmeye neyin sebep olduğuna ya da çekilmenin derecesi gibi durumlara bağlı olarak değişebilir, bu yüzden bir diş hekimiyle görüşmek önemlidir.
Sağlıklı diş etlerinde fırçalamada kanamadan söz edemeyiz. Fırçalama esnasında kanama varsa diş eti iltihabından şüphelenilebilir.
Diş etlerindeki kanama genellikle diş eti hastalıklarının bir belirtisi olabilir. Diş macunu veya gargara değiştirmek bu durumu iyileştirmeyebilir. Bunun yerine, diş hekiminize danışarak diş eti sağlığınızı değerlendirmeniz önemlidir. Diş hekiminiz, diş etlerinizdeki kanamanın nedenini belirleyebilir ve uygun tedaviyi önerebilir. Ayrıca, düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma ve diş hekiminizin önerdiği ağız hijyeni uygulamalarını takip etmek de önemlidir.
Doğru kullanımda diş ipi dişlere zarar vermekten ziyade yararlıdır. Doğru diş ipi kullanımında yardım almak için diş hekimizden tavsiye almanız önemlidir.
Diş taşı temizliğinin dişler üzerine herhangi bir zararlı etkisi bulunmamaktadır.
Diş taşı temizliği, dişlerde biriken plak ve tartarın bir diş hekimi tarafından özel aletler kullanılarak temizlenmesidir. Diş taşı temizliğinin başta ağız ve diş sağlığının korunması olmak üzere birçok faydası vardır. Bu işlem sayesinde diş çürüklerinin ve diş eti hastalıklarının önlenmesi sağlanabilir.
Dişlerimizi aşırı fırçalarsak diş minesinin aşınmasına sebep oluruz. Bu durum da dişlerde hassasiyet, diş eti çekilmesi gibi durumlara yol açabilir.
Düzenli ve doğru teknikle diş fırçalanırsa, diş ipi ve/veya ara yüz fırçaları da kullanılırsa diştaşı oluşumu engellenebilir.
Diş taşı temizliği ağrılı bir işlem değildir, çoğu zaman anesteziye ihtiyaç olmadan bile yapılabilir. Ancak, diş taşlarının yoğun olduğu zaman anestezi uygulanabilir ve bu durumda da hastanın acı hissetmesi mümkün değildir.
Hamilelik sırasında diş etlerinde kanama olması oldukça yaygın bir durumdur ve genellikle hamilelik hormonlarının etkisiyle diş etlerinin daha hassas hale gelmesinden kaynaklanır. Ancak, bu durum diş eti hastalıklarının bir işareti de olabilir, bu yüzden diş hekiminize danışmanız önemlidir. Diş hekiminiz, diş eti sağlığınızı değerlendirebilir ve gerekirse uygun tedaviyi önerebilir. Ayrıca, hamilelik sırasında diş sağlığınızı korumak için düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma ve diş hekiminizin önerdiği ağız hijyeni uygulamalarını takip etmek önemlidir.
İmplant operasyonundan önce hastaya lokal anestezi uygulanır. Bu yüzden cerrahi işlem sırasında hasta hiçbir sekilde acı veya ağn hissetmez. İmplant yapılan hastalarda aynı gün anestezi etkisi dağıldıktan sonra hafif ağrlar olabilir. Bu ağrılar normal karşılanmaktadır. Operasyon sonrası diş hekiminin önerdiği ağrı kesici kullanılarak bu durum giderilir.
İmplant, fonksiyon eksikliğine neden olan ve farklı nedenlerle kaybedilen dislerin yerine konulmakta olan yapay dis köküne denir. Yapay olan bu dis kökü titanyum alaşumdan yapulan vidadir.Bu yapay dis köklerinin temel amacı; eksik diş köklerinin yerini alır, kaybedilen diş ve ağız fonksiyonlarının işlevini yeniden kazandırır. Böylece kemik dokularına zarar verilmeksizin doğal dis yerine kullanlmakta olan yapay dis köküne sahip diş elde edilir.
İmplant tedavisinin başarlı olması için kişinin çene yapisının iyi olması ve kemik gelişiminin tamamlanmış olması gerekir. Eğer kişinin çene kemiğinin gelişimi tamamlanmamışsa farklı ön tedavilerle bu problemin ortadan kalkması sağlanır ve implant tedavisine başlanır. Bütünüyle hareketli protez kullanmakta olan kişiler için de implant tedavisi mümkündür. Ayrıca ağız içinde diş olmadığı zaman da implant tedavisine başlanabilir.
-Cerrahi işlem yaplan gün boyunca tükürmek ve ağız çalkalamak yasaktır. Tükürdüğünüz taktirde kanama durmayacaktır. Ağzınızdaki tüm sıvıları yutmanız gerekmektedir.
-Cerrahi işlemi takip eden hafta boyunca sigara içmek kesinlikle yasaktır. -Cerrahi işlemi takip eden hafta boyunca sıcak gıdalar tüketilmemelidir, soğukta herhangi bir sınrlama yoktur.
-Cerahi işlemden sonra yeme-içme için en az 2 saat beklenmelidir. 2 saat sonunda uyuşukluk devam ediyorsa uyuşukluğun geçmesi beklenmelidir. -Yemek yerken cerahi işlem yapılan taraf kullanılmamalıdır.
-Cerahi ișlem sonrası alkol almak 48 saat boyunca yasaktır.
-Reçete edilen ilacınız varsa özellikle antibiyotik düzenli kullanılmalıdır.
Diş ipi dişlerin ara yüzlerinin temizliğinde oldukça önemlidir. Ayrıca dişlerin arasında biriken ve gözle görülmeyen kalıntıların neden olduğu ağız kokusu ve enfeksiyon gibi problemleri önlemek açısından diş ipi kullanımı büyük önem taşır.
Yılda iki kez diş hekimi kontrolüne gitmek, diş sağlığını korumak ve erken dönemde oluşabilecek sorunları tespit etmek için önemlidir. Bu kontroller, diş çürümeleri, diş eti hastalıkları ve diğer oral sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesini sağlar. Ayrıca, diş temizliği ve diş taşı temizliği gibi düzenli bakım işlemleri de bu kontroller sırasında yapılabilir, böylece dişlerinizin ve diş etlerinizin sağlığı korunmuş olur.
Radyoloji
Evet, olabilir. Bu nedenle, yakınmalarınızın ağız ve diş kaynaklı mı, yoksa vücudunuzdaki diğer düzensizlikler nedeniyle mi oluştuğunu belirlemek üzere mutlaka diş hekiminize başvurmanız gereklidir.
Dental tomografi x-ışını kullanılarak incelenmek istenilen bölgenin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. Tomografi görüntüsü ile normal röntgen filmlerinde görülmeyen patoloji-anatomik yapı ilişkileri incelenebilmektedir.
Dental tomografi cihazı ile 3 plandan çok sayıda kesit alınır. Daha sonra bu kesitler ileri düzey yazılımlar yolu ile yeniden dilimlenip yapılandırılarak hedeflenen bölgenin istenilen açıdan ve her yönden görüntülenebilmesi sağlanır. Diğer dental görüntüleme yöntemleri ile görüntülenemeyen alanlar tomografi ile görüntülenmektedir. X-ışınları yalnızca hedeflenen bölgeye gönderildiğinden, tiroid bezi ve katarakt gibi hassas organlar radyasyondan korunur. Görüntü kalitesi çok yüksektir. Yüksek teşhis detayı ve ölçüm doğruluğu veren bu kesitler her türlü tedavide yol gösterici olmaktadır. Ayrıca bu teknikle kafatasının hacimsel görüntüsü oluşturularak kemik yapısı da incelenebilmektedir.
Dişleri barındıran ve gözle görülmeyen kemik içi yapıların durumunun izlenmesi, var olan diş/dişeti rahatsızlıklarının kök ve kemik ile olan ilişkilerinin belirlenmesi amacıyla diş filmi çektirilir. Bu da başlangıçta var olan ya da dışarıdan gözle görülemeyecek rahatsızlıkların teşhis edilmesine ve erken tedavisine olanak sağlar. Ağız içerisindeki diş yapısı bozuklukları, herhangi bir iltihap varsa hangi dişten kaynaklandığı, diş köklerinde mevcut olan kırıklar, tümör ve kistler için röntgen çekmek en doğru sonucu verir.
Modern diş radyolojisi cihaz ve metotları ile çekilen diş röntgeninden alınan doz minimal düzeydedir. Tek seferde tüm ağızdan 16 tane diş röntgeni alınmasında tıbbi açıdan herhangi bir sakınca yoktur. Aksine teşhis açısından röntgenden elde edilen fayda çok daha fazladır.
Hamileler ve hamilelik şüphesi olanlardan, acil tıbbi gereksinimler ve doktor talebi dışında radyografi alınmaz. Gerekiyorsa ilgili personele başvurularak radyoloji kliniğine kurşun önlük giymeden girilmemelidir.
Düzenli şekilde fırçalanan dişlerin ağrımaması, problem olmadığı anlamına gelmemektedir. En az altı ayda bir ayrıntılı bir diş kontrolünün yapılması gereklidir.
Eğer elinizde bulunan röntgen filmleri teknik olarak sorunlu ya da şimdiki durumunuzu yansıtmayacak kadar eski ise muayene sırasında kullanılması uygun değildir. 6 aydan daha eski röntgen filmlerinin yerine yenisi çekilmelidir. Fakat eski röntgen filmlerinin muayene sırasında yanınızda bulundurulması şimdiki durumla eski durumun kıyaslanması açısından faydalıdır. Bu nedenle eski röntgen filmleri atılmamalı, muayeneye gelirken getirilmelidir.
Yeni oluşan herhangi bir sağlık probleminiz yoksa yapılan tedavi planlaması 6 ay geçerlidir. Altı ay sonra merkezimize tekrar başvurduğunuzda yeniden ilk muayeneye girmeniz gerekmektedir.
Restoratif Diş Tedavisi
Bütün beyazlatma jelleri az veya çok hassasiyete sebep olabilir. Bu, kişiden kişiye değişebilir, soğuk veya sıcak içeceklerle birlikte gelişebilir. Hassasiyet durumunda diş hekiminin uygulayacağı florür uygulaması bu diş hassasiyetini azaltacaktır. Ayrıca hassasiyeti azaltmak için içerisinde potasyum nitrat ve yüksek oranda florür bulunduran diş macunları da kullanılabilir. Bu uygulamaların detayları hekiminiz tarafından anlatılacaktır. Tedaviden sonra oluşan hassasiyetler için lütfen hekiminize başvurun.
Beyazlatma sonrasında dişlerde 6 ay-2 yıl arasında eski rengine geri dönüş olabilir. Bu süre hastaların beslenme alışkanlıkları ve diş yapısına göre farklılık gösterebilir. Beyazlatmadan 6 ay sonra dişler kontrol edilmeli, gerekirse diş taşı temizliği, polisaj/parlatma tedavileri yapılabilir ya da evde yapılan beyazlatma yöntemi yılda bir sefer uygulanabilir. Dişlerin beyazlığını uzun süre korumak için hasta ağız bakımına özen göstermelidir.
Beyazlatma sonrası yaklaşık 2 gün yani 48 saat boyunca (ideali 7-10 gün) çay, kahve, sigara, kola, kırmızı şarap, asitli içecekler ve renkli yiyeceklerden uzak kalmak gereklidir, çünkü yapılan beyazlatmanın etkisi dişin iç dokularında devam etmektedir. Bu süre zarfında da renkli yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır.
Yapılan dolguların başarısı, dolgu yapılan dişin tutuculuğuna, kaldırılan çürük dokusunun miktarına ve hastanın ağız bakım
alışkanlıklarına göre değişmektedir. Gerekli hekim kontrolleri ve oral hijyen alışkanlıkları sağlandığında dolgular yıllarca dişler üzerinde kalabilmektedir.
Tedavi uygulanacak dişteki çürüğün derin ve/veya geniş olması ya da çürükten bağımsız olarak, işlem alanının dişin içindeki canlı dokuya (pulpa) yakınlığına göre anestezi uygulamalarına karar verilmektedir. Bölgesel olarak diş ve çevre dokular lokal anestezi tekniği ile uyuşturulmaktadır. Gerek duyulmadığı taktirde anestezi uygulaması yapılmadan da restoratif işlemler yapılabilmektedir.
Restorasyon sonrasında dişteki madde kaybı miktarı ve diş pulpasının durumuna bağlı olarak bir süre (yaklaşık 3-4 hafta ve
azalan tarzda) geçici hassasiyetler gözlenebilir. Özellikle dişin içerisindeki canlı sinir (pulpa) dokusuna çok yaklaşıldığında veya bu canlı sinir dokusunda çok küçük açılmalar oluştuğunda uygulanan pulpa örtüleme (kuafaj tedavisi) sonrası bu hassasiyet daha belirgin olabilir. Uygulamaların detayları ve olası ağrı süreci hekiminiz tarafından anlatılacaktır.
Uygulanan tedavilerden bağımsız olarak dişlerde daima yeni çürükler oluşabilir. Hatta hastaların dolgu yapıldıktan sonra dişlerini daha dikkatli bir şekilde temizlemeleri, çürük riski tablosuna göre hekimin önerdiği oral hijyen uygulamalarına (Düzenli fırçalama, diş ipi kullanımı, diyetin kontrolü, ileri çürük önleyici uygulamalar vb.) daha fazla uymaları gerekmektedir.
Anestezi uygulanan işlemlerde his kaybı tedavi sonrasında bir süre daha devam etmektedir. Bu nedenle ısırmaya bağlı yanak içi ve dudakta yara oluşmaması için hissizlik geçene kadar yeme ve içme önerilmez. Uyuşukluk bittiğinde ise tedavi edilen dişe ve çevre dokularına bir süre daha (1-2 gün) dikkat edilmeli, çok soğuk-sıcak yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir. Dolgu yapılan dişi bu süre içerisinde sert çiğneme kuvvetlerine karşı korumak gerekmektedir.
Diş Hekimliği tedavi uygulamalarında işlemin tipi, ortaya çıkarabileceği stres, kullanılan anestezik ve antibiyotik tipi, önerilecek ilaçlar, radyografi uygulamaları, gebeliğin geldiği aşama (1,2 ve 3 trimestre) açısından birçok risk doğurabilmektedir. Ortaya çıkabilecek gebelik komplikasyonlarının önüne geçebilmek için ilgili diş hekiminin ve röntgen teknisyenin bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Piyasada farklı etkilere sahip diş macunları bulunmaktadır. Hekim muayene sonrasında hastanın ihtiyacına göre kullanması gereken diş macunu hakkında hastayı bilgilendirebilir. Tedaviden sonra hekiminize danışabilirsiniz.
Hayır. Restoratif Diş Tedavisi Kliniğindeki ilk randevunuzda, hekiminiz gerekli gördüğü taktirde ilgili kronik hastalığınız ve planlanan diş tedavisi ilişkisine göre doktorunuzla iletişime geçerek ilaç kullanımı konusunda karar verir.
Dolgu yapılan dişlerle sert şeylerin ısırılmaması, kabuklu yiyeceklerin kabuklarının kırılıp açılmaması önerilmektedir.
Özellikle kahve gibi oldukça boyar nitelikteki içeceklerden mümkün olduğunca uzak durulması ya da tüketildikten hemen sonra dişlerin fırçalanması önerilmektedir.
Anestezi gerekliliklerine bağlı olarak Restoratif Diş Tedavisi klinik muayene ve tedavi randevularınıza gelirken mutlaka tok karnına
gelmelisiniz. Ayrıca Restoratif Diş Tedavisi kliniğinde tedavilerinizin başlayabilmesi için Periodontoloji kliniğindeki tedavilerinizin tamamlanmış olması gerekmektedir.
Anestezi uygulanan bölge yaklaşık 2-4 saat boyunca hissizdir. Bu nedenle ısırmaya bağlı yanak içi ve dudakta yara oluşmaması için hissizlik geçene kadar yeme ve içme önerilmez.